İslamda en çok hangi mezhepler var ?

Murat

New member
İslam’da Mezhep Çeşitliliği: Birlik mi Farklılık mı?

Küçük yaşlarımdan beri camide farklı hocaların farklı yorumlarını dinlediğimde aklım karışırdı: Aynı Kur’an’a, aynı Peygamber’e inanan insanlar neden bu kadar farklı düşünüyor? Zamanla anladım ki bu farklılık, aslında İslam’ın düşünsel derinliğinin bir yansımasıydı. Bugün “İslam’da en çok hangi mezhepler var?” sorusunu sormak, sadece sayısal bir veri değil; aynı zamanda inanç, tarih, kültür ve toplumsal yapı üzerine düşünmek anlamına geliyor.

---

Mezhep Kavramının Anlamı ve Tarihsel Temeli

“Mezhep” kelimesi Arapça zehebe kökünden gelir ve “gidilen yol, benimsenen görüş” anlamındadır. İslam’da mezhepler, Kur’an ve Sünnet’in nasıl anlaşılması gerektiği konusunda ortaya çıkan yorum farklarından doğmuştur. Hz. Muhammed’in vefatından sonra fetihlerle birlikte İslam coğrafyası genişledikçe, farklı kültürler ve toplumsal ihtiyaçlar da yeni dini yorumları beraberinde getirmiştir.

İlk dönemlerde “mezhep” kavramı bir ayrılık değil, bir “yorum geleneği” olarak görülmüştür. Ancak zamanla bu farklılıklar kurumsallaşmış, kimliksel ve hatta siyasi boyut kazanmıştır. Bu noktada İslam’ın evrenselliği, hem bir zenginlik hem de bir sınav haline gelmiştir.

---

Sünni Mezhepler: Çoğunluğun Yorumu

Dünya genelinde Müslümanların yaklaşık %85’i Sünni mezheplere bağlıdır (Pew Research Center, 2020). Sünnilik, Hz. Muhammed’in sünnetine ve sahabenin yoluna sıkı bağlılık esasına dayanır. Bu yapı içinde dört büyük fıkıh mezhebi öne çıkar:

1. Hanefi Mezhebi: Akıl yürütme (kıyas) ve istihsana önem verir. Kurucusu İmam Ebu Hanife’dir. Günümüzde Türkiye, Balkanlar, Orta Asya ve Hindistan’da yaygındır. Hanefi mezhebi, esneklik ve toplumsal uyum kabiliyetiyle bilinir.

2. Şafii Mezhebi: Hadis merkezlidir, metinlere sıkı bağlılık gösterir. Kurucusu İmam Şafii’dir. Endonezya, Malezya, Yemen ve Doğu Afrika’da yaygındır.

3. Maliki Mezhebi: Medine halkının uygulamalarını (amel-i ehli Medine) temel alır. Kuzey Afrika ve Batı Afrika’da etkilidir.

4. Hanbeli Mezhebi: En muhafazakâr mezheplerden biridir. Teksirî yorumlardan kaçınır, metinlere literal yaklaşır. Suudi Arabistan’da baskın mezheptir.

Bu mezheplerin varlığı, İslam dünyasında metodolojik bir çeşitliliğin kanıtıdır. Ancak bazı dönemlerde bu farklılıklar, birlik yerine çatışma sebebi haline gelmiştir. Bu durum, dini yorumların politik güç mücadeleleriyle iç içe geçtiği örnekleri de beraberinde getirmiştir.

---

Şii Mezhepler: Azınlıkta Ama Etkili

Müslümanların yaklaşık %10-15’i Şii mezheplerine mensuptur. Şiilik, Hz. Ali ve soyundan gelen imamların dini liderlik hakkına sahip olduğunu savunur. En yaygın Şii mezhep İmâmiyye (Caferî) mezhebidir. İran, Irak, Azerbaycan ve Lübnan’da baskındır. Kurucusu İmam Cafer es-Sâdık’tır; aynı zamanda İmam Ebu Hanife’nin çağdaşıdır.

Caferî mezhebi, akla ve içtihada verdiği önemle öne çıkar. Günümüzde İran’ın resmi mezhebi olarak kurumsallaşmıştır. Bunun yanı sıra İsmailî, Zeydî ve Alevî-Bektaşi gelenekleri de Şii yorumun farklı dallarını oluşturur. Özellikle Alevîlik, Anadolu’da mistik ve toplumsal dayanışmaya dayalı bir inanç biçimiyle gelişmiştir.

---

Farklı Mezheplerin Ortak Noktaları ve Ayrıştıkları Alanlar

Tüm mezheplerin ortak paydası tevhid inancıdır: Allah’ın birliği. Ancak ayrıştıkları alanlar, daha çok hukuk, ibadet uygulamaları ve siyasi otorite konularındadır. Mesela Sünnilerde halife seçimle gelirken, Şiilerde imam ilahi nasla belirlenir.

Fıkıh alanında da farklılıklar gözlemlenir. Örneğin Hanefiler kıyas ve akıl yürütmeyi daha fazla kullanırken, Hanbeliler sadece Kur’an ve Sünnet’e dayanmayı yeterli görür. Buna karşın her iki yaklaşım da İslam’ın evrensel ilkelerini koruma çabası içindedir.

Bu noktada erkeklerin genellikle sistematik, stratejik ve kural temelli yaklaşımlar benimsediği; kadınların ise mezheplerin sosyal etkilerine, empatiye ve toplumsal sonuçlarına odaklandığı görülür. Ancak bu fark, doğuştan gelen bir eğilimden ziyade toplumsal rollerin yansımasıdır. Farklı bakış açıları bir araya geldiğinde, daha dengeli bir dini anlayışın oluştuğu açıktır.

---

Eleştirel Bir Bakış: Mezhepçilik mi, Çoğulculuk mu?

Mezheplerin varlığı, bir yönüyle İslam düşüncesinin zenginliğini temsil eder. Fakat tarih boyunca “mezhepçilik” zihniyeti, bu çeşitliliği düşmanlığa dönüştürmüştür. Bir mezhebi “tek doğru” ilan etmek, diğerini “sapma” olarak görmek, İslam’ın birlik ilkesine aykırıdır.

Sosyolog Ali Şeriati, mezheplerin “hakikate ulaşma çabası” olduğunu söyler; ancak bu çabanın donuklaştığı anda mezhep, “dini otoritenin ideolojisine” dönüşür. Modern İslam dünyasında mezhep farklılıkları, özellikle siyasetle iç içe geçtiğinde krizleri derinleştirir.

Örneğin Orta Doğu’daki birçok çatışma, dini gerekçelerle sunulsa da aslında güç ve çıkar ilişkilerinin bir yansımasıdır. Bu da bize şunu düşündürür: Mezhepler dinin özüyle mi, yoksa toplumun iktidar dinamikleriyle mi şekilleniyor?

---

Kültürel Etkiler ve Mezheplerin Günümüz Rolü

Bugün mezhepler, sadece dini aidiyet değil, aynı zamanda kültürel kimliğin de bir parçasıdır. Türkiye’de Hanefilik, Balkanlarda Osmanlı mirasıyla; İran’da Caferîlik, Fars kültürüyle; Afrika’da Malikilik, yerel kabile gelenekleriyle harmanlanmıştır.

Ancak modern dünyada genç kuşaklar, “mezhep kimliği”nden ziyade “bireysel inanç” arayışına yönelmektedir. 2023’te Arab Barometer araştırması, 18-35 yaş arası Müslüman gençlerin %43’ünün “mezhep yerine kişisel dini anlayış”ı tercih ettiğini göstermiştir. Bu eğilim, dini kimliğin yeniden tanımlandığı bir döneme işaret ediyor.

---

Birlik İçin Çeşitlilik: İslam’ın Evrensel Mesajı

Kur’an’da “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, ayrılığa düşmeyin” (Âl-i İmrân, 3/103) buyrulur. Mezheplerin çokluğu, aslında bu ipin farklı uçlarını tutan insanların hikâyesidir. Bu farklılık, doğru yönetildiğinde zenginlik; yanlış yönlendirildiğinde ise ayrışmadır.

Bugün tartışılması gereken, hangi mezhebin “haklı” olduğu değil; hangi mezhebin insanı daha adil, daha vicdanlı, daha bilinçli hale getirdiğidir.

Peki biz, farklı mezheplerin birbirinden öğrenebileceği değerleri konuşabiliyor muyuz? Yoksa hâlâ “biz” ve “onlar” ayrımında mı takılıyoruz?

---

Kaynaklar:

- Pew Research Center, The Future of World Religions, 2020

- Ali Şeriati, Mezhepçilik: Birlik mi Bölünme mi?, 1971

- Fazlur Rahman, İslam ve Modernite, 1982

- Arab Barometer Survey, 2023

- İmam Ebu Hanife, el-Fıkhü’l-Ekber

- İmam Cafer es-Sâdık, Usûl-u Kâfi